Aşk ve Hüznün Buluşma Noktası..!
Su-Su-Yo-RuM
Su-Su-Yo-RuM iŞTe
bizim yerimizden
ikimizin de geldiği yerden:
yenilgiden
üzüntüden
yeşillikten
mavilikten.
Hiçbir zaman yere eğmedim bakışlarımı...
Sana bir kez olsun yalan bakmadım..
Yalan konuşturamadım yüreğimi..
yada yalan şarkılar söyletemedim...
Gözlerim artık suskun…
Artık ihanetinin izi var suskunluğumda...
ve
Değişmeyecek artık bu sonsuz sürgünlüğümün eski yasası...
Bir veda ortasında yakalandım kör bıcaklarına
Usulca sana koşmuştum
Hiç ummadığım anda beni kapı arkasındaki sahipsiz rüzgar yapıverdin
Bir dirilir gözlerin bir kurşum bakış salar üstüme
Gecemi gündüzmü anlamam
Karanlıkla aydınılığım gözlerinde cizilir bana umursamasan da
Bırak yanık kipritler düşsün tenime
Bırak hüzzam sarkılar dalsın yüreğime
Öylede yanmışım böylede
Bırak artık
Dizginleri boşalmış terli at gibi koşayım sana
çatlamaksa gözlerinde bulsun beni
rüzgarı bağladım sabrıma susmaktayım
öksüz çoçuklara babalarını sormaları gibi soruyolar seni
susuyorum parçalanıyorum
işte bak sonbaharların kızmızılarınıda topladım senin için
kuruyan yaprakları her avucuma aldığım da
her kırılmaları yaşadığımda bir ben bırakıyorum
kırılan her yaprağa..
bir dahaki gelişinde kuşatma beni bu kadar
yokluğunu biriktiren bir dilenci gibi baktırma beni
gideceksin biliyorum
dudaklarım hoş geldin diyemiyor
sustum işte…
bizim yerimizden
ikimizin de geldiği yerden:
yenilgiden
üzüntüden
yeşillikten
mavilikten.
Hiçbir zaman yere eğmedim bakışlarımı...
Sana bir kez olsun yalan bakmadım..
Yalan konuşturamadım yüreğimi..
yada yalan şarkılar söyletemedim...
Gözlerim artık suskun…
Artık ihanetinin izi var suskunluğumda...
ve
Değişmeyecek artık bu sonsuz sürgünlüğümün eski yasası...
Bir veda ortasında yakalandım kör bıcaklarına
Usulca sana koşmuştum
Hiç ummadığım anda beni kapı arkasındaki sahipsiz rüzgar yapıverdin
Bir dirilir gözlerin bir kurşum bakış salar üstüme
Gecemi gündüzmü anlamam
Karanlıkla aydınılığım gözlerinde cizilir bana umursamasan da
Bırak yanık kipritler düşsün tenime
Bırak hüzzam sarkılar dalsın yüreğime
Öylede yanmışım böylede
Bırak artık
Dizginleri boşalmış terli at gibi koşayım sana
çatlamaksa gözlerinde bulsun beni
rüzgarı bağladım sabrıma susmaktayım
öksüz çoçuklara babalarını sormaları gibi soruyolar seni
susuyorum parçalanıyorum
işte bak sonbaharların kızmızılarınıda topladım senin için
kuruyan yaprakları her avucuma aldığım da
her kırılmaları yaşadığımda bir ben bırakıyorum
kırılan her yaprağa..
bir dahaki gelişinde kuşatma beni bu kadar
yokluğunu biriktiren bir dilenci gibi baktırma beni
gideceksin biliyorum
dudaklarım hoş geldin diyemiyor
sustum işte…